23 Mart 2009 Pazartesi

Serçe Sabahları - I



Bindokuzyüzdoksanbir/Nisan
Yer çekimimidir göz kapaklarıma engel olamadığım?
Neyin çekimi ya da, ismini aklıma getirmeyi bile cesaret edemediğim..?
“Artık uyuyalım mı?” dediğin de, içimde öyle tuhaf bir his ki; sebebi sanırım bu gidişatın sonunu kestiremediğim.
Yan yana oturuyoruz, aynı yatakta. Hiç soluksuz konuştuk bütün gece...
Gün ağarıyor, serçeler uyanıyor ilkin. Bunu bu sabahlamalarımızdan öğreniyorum.
Bir sakıncası yok elbette, aynı yatakta, ayrı yastıklarda yatmamamızın.
Ama sanırım bu sonumuz olacak, biliyorum.
Uyumuyorum, uyuyamıyorum…
Serçelerin cıvıltısı, motorunu ısıtmak için çalıştırılan reno, az ötemde içimi burkan kokun, sıcaklığın, kulağıma değen kızıl saçların ve karın boşluğumda hissettiğim dönme dolap...
Dakikalardır tavana bakıyorum, nafile…
Yüzümü çeviriyorum, gözlerin gözlerimde.
Ellerimiz buluşuyor yatağın içinde. Bu buluşmayı ikimizin de görmemesi çok yazık. Bunu görebilsek aklımız başımıza gelebilir belki..? Ama artık çok geç.
Tepeden büyüyerek yuvarlanan bir çığ gibi yaşanan... Kaçmak bir yana daha da cesaretlendiriyoruz kartopunu.
İlk kez öpüyorum seni. Yok yok..! Sen beni öpüyorsun.
Ki ben daha önce hiç öpüşmemişim, şimdi anlıyorum bunu.
İlk kez çıplak karnına dokunuyorum… Hızlanıyor dönme dolap…
İkindi vakti kahvaltı ediyoruz. Dem in taze kokusu yayılıyor küçük eve. . Demlik tütüyor, mutfak camında nisan buğusu.
Hiç konuşmuyoruz. Kim başlasa, yarım kalacak cümlesi. Elimiz ayağımıza dolaşıyor...
Söyleneceklerin hepsini az önce o yataktan çıkarak bitirdik biz, hepsini oraya hapsettik şimdi.
Sen,
Serçe sabahlara uyanışımsın.
Aynı yatakta; kimi gece saatlerce konuştuğum, kimi gece sessizce, gün ağarana değin seviştiğim.
Tomurcuğu çiçek bilirken, elime çiçeği tutuşturdun.
Şimdi nerede bir çiçek görsem, koklamadan geçemememe sebep.
Kuytularında kayboluşlarım, yitirdiğim gençlik masumiyetimsin.
Acıyı da, onuru da, erkekliği de sende ıslattım.
Ki o günlerden yadigâr, rutubetlidir yüreğim.
Ayaza dayanamaz, meltemlerde zatürree olur ruhum.
İzini kaybettim.
Ben senle sonunu göremedim ama onun da oldun mu? bilemediğim…
Şimdi nerde bir dönme dolap görsem; serçeleri duyarım. Sabah olur, çaydanlık tüter, gözlerimde nisan buğusu…
(devam edecek)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder