15 Mayıs 2009 Cuma

Serçe Sabahları - III (Son)




Gittin…
Sanki hiç gitmemişsin gibi…
Bir yaz öğleden sonrasının dinginliği…
O kadar sakin ki her şey...
Ardına kadar açık pencerenin iki kanadı, perde hafifçe kımıldıyor.
Halının üstünde oynaşıyor güneş. Çam ağacının reçinesinin ağdalı kokusu, serçe sesleri, birkaç çocuk gülüşmesi, hepsi bu.
Bir yaz gün ortasının öğle dinginliğinde, elimde kağıt kalem kalıverdim öylece ardından işte... Hepsi bu...
Üç ay boyunca neredeyse hiç çıkmadım bu odadan.
O kadar çok kitap okudum, o kadar çok söz dinledim ki; birbirine geçti her şey.
Ara sıra arkadaşlar geliyor, bir müzeyi ziyaret ettiklerini düşünüyorlar bende, bundan eminim.
Artık daha iyiyim, bazen geceleri dışarı çıktığımızda oluyor. Güne merhaba dediğim bu öğlen saatleri dışında, gündüzlere katlanamıyorum yine de.
Bir şeyler içip havadan sudan konuşuyoruz. Beni oyaladıklarını, bir an için unutturduklarını düşünmelerini sağlamak için çaba sarf ediyorum.
Sabahın beşinde kalkıp bülbül sesi dinlemeye gidiyoruz yine. O ceviz ağacının büyüdüğünü fark ettim, bunu senin de görmeni isterdim...
Nehrin ne kadar cılızlaştığını görsen inanamazsın.
"Bu yaz kurak geçecek", "başaklar tarlalarda kavrulacak" diyorlar.
Kirazlara yağmur vurdu, dallarda kurtlandı hepsi, doya doya yiyemedik.
Nehrin sessizce kıvrılışı, kavak yapraklarının hışırtısı, üstümüze yağan kırağının kokusu, ay ışığı, ceviz ağacının gölgesi ve …
Aslında değişen bir şey yok; güldüğümde alnımda beliren kırışıklık, gözlerimin altında ki kocaman torbalar dışında...
İhtiyarladım işte…
bindokuzyündoksanbir/haziran
"Bana zamandan söz ediyorlar
Gelip size zamandan söz ederler
Yaraları nasıl sardığından, ya da her şeye nasıl iyi geldiğinden.
Zamanla ilgili bütün atasözleri gündeme gelir yeniden.
Hepsini bilirsiniz zaten, bir işe yaramadığını bildiğiniz gibi.
Dahası onlar da bilirler.
Ama yine de güç verir bazı sözler, sözcükler, öyle düşünürler.
Bittiğine kendini inandırmak, ayrılığın gerçeğine katlanmak, sırtınızdaki
hançeri çıkartmak, Yüreğinizin unuttuğunuz yerleriyle yeniden karşılaşmak
kolay değildir elbet.
Kolay değildir bunlarla baş etmek, uğruna içinizi öldürmek.
Zaman alır.
Zaman alır sizden bunların yükünü
O boşluk dolar elbet, yaralar kabuk bağlar, sızılar diner, acılar dibe
çöker.
Hayatta sevinilecek şeyler yeniden fark edilir.
Bir yerlerden bulunup yeni mutluluklar edinilir.
O boşluk doldu sanırsınız
Oysa o boşluğu dolduran eksilmenizdir. "
m.mungan.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder