Paslı bir yelkovanın etrafında, fosforlu bir akrebin dönmesi
değil.
Ne saniyeler, ne anlar, ne de yıllar.
...
Yaşadıkların…
...
Umutlar, hayal kırıklıkları ve ayrılıklar...
Büyüttüğün çocuk,
kanayan yara dizlerinde.
hepsi hepsi; sevinçlerin ve üzüntülerin kadar…
Asfalt yolların, arabaların, anayasaların, silahların, savaşların, kürsülerin,
televizyonların, bilboardların ve hatta sumenlerin ve kaşelerin dışında
kalan..
“ne” diye sorma bana,
Ama biliyorum “bu değil”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder